Herşeyi kurgulanmış bir oyun, dünya hayatı.
Ne kadar gerçekçi duruyor aslında. Muhteşem bir imtihanın içindeyiz oysa. Rabbimiz bizleri her an sınıyor, farkına bile varamıyoruz çoğu zaman..

Öylesine yaşıyoruz çoğu zaman. Öylesine; yiyoruz, içiyoruz, yaşıyoruz. İnanıyoruz fakat farkında olamıyoruz neye inandığımızın, inancımızın büyüklüğünün… Çoğu zaman da doğru bildiğimiz yanlışa inanıyoruz. Dünya hayatı ile oyalanıp duruyoruz. Her gün bir imtihanda olduğumuzu unutarak, imtihanın kurallarını, bilgilerinin olduğu kitabı da unutarak yaşıyoruz. Çoğumuzun imtihandan bile haberi yok. Öylesine yaşıyoruz bu hayatı, bakiymişiz gibi.
Peki ya inananlar? Ahirete inanıp ona göre yaşamaya çalışanlar. Dünyalık yaşamayıp ahirete hazırlık yapanlar. Önemli olan da bu değil mi zaten. Ahirete hazırlanmak.. Farkında olmadan çoğu yaptığımız şey dünyalık. Dünyadan kopup tamamen ahiret düşüncesiyle ne zaman yaşamaya başlayacağız bilmiyorum. Ama bunu başardığımız zaman dünya daha yaşanılası bir yer; sevginin, huzurun, barışın, insanlığın yaşadığı bir yere dönüşecek. Bunu başaracak olan bizleriz gelecek nesillere daha kötüye giden bir hayat bırakmamak için tüm gücümüzle çabalayalım..